24 Haz 2009

KURDELA VE MALİYETSİZ GELİN SAÇI :D

Kızımın bu fotoğrafında gördüğünüz saçındaki süslemeler bana ait.Tabi saç modeli kuaför teyzemize şu kurdelalardan yapılan kedi merdiveni taktiği ile yaptım.Daha sonra firketelere yani bir nevi saç tokası (tel toka) gibi olanlara onları taktım.Kızımın saçı daha bir güzel oldu.Kuaförde bile bizde yapalım ya bebek saçlarına dediler.Tabi emek takdir görünce insan başka seviniyor.

19 Haz 2009

ÇAKMA TWEETY

Bu da benim pastam galiba birkeç kez denemeden sonra bu işi kıvırırım diyorum.Melek hanımı iyiki de bulmuşum.Maşallah ne güsel şeyler yapıyor.tarifi de burada

18 Haz 2009

ÇORAPLAR DÖNÜŞSE NE OLURDU ACABA?

Kızlar hiç abartmıyorum inanın.Fotoğraftaki kadar çorabı var bizim ufak yaramazın.Bazısı artık ufak geliyor,kimisi iyi deilmiş ayağında durmuyor falan filan...Neyse asıl sorun bunlar yeni ve giyilmiyor.Şimdi ne yapacağım ben akıl verin bana.Yaratıcı fikirlerinizi bekliyorum.

17 Haz 2009

BİRAZ DA GÜLELİM :D

Anne ve çocuğu beraberken çocuk anneye sorar:
-Anne ben nasıl dünyaya geldim.(muhtemel en zor soru)
Annesi düşünür taşınır.
-Kızım bir akşam göbeğime bir kesme şeker koydum.Sabah bir de ne göreyim sen olmuşsun.
Bundan etkilenen çocuk gece yatarken yanına bir tane kesme şeker alır ve uyur.Sabah kalktığında kesme şekere bakar ve etrafı karıncalarla doludur.ŞEkeri eline alır ve;
-Ahhhh !Ben sizi atardımda ana yüreği işte der...

Hepimizin çocukları bazen cevap vermekte zorlandığımız yada cevap vermekten sıkıldığımız sorular sorar.Sanırım bu günümüz çocuklarının gelişimleri ile yakından ilgilenmemizle alakalı.Herşeyi daha çabuk öğreniyorlar yada öğrenmek istiyorlar.Allah anne ve babalara sabır versin...

15 Haz 2009

Doğum Günüm Bugün Sankiiiiiiii

Kızımın bu gün saat 10:30 itibari ile doğum günü.Hoşgeldin annecim diyorum ona buradan.Sıkıntıkı bir doğum ve küçüklük geçirdi kızım çok şükür artık herşey yolunda.Allah tüm bebek sahibi olmak isteyenlere bu duyguyu yaşatsın.Şimdi biraz işten kaçamak yapıp alışverişi ve evde akşama pasta yapımı var.endi el emeğimle bir şeyler osun istedim.Melek hanımın marifetlerinden esinlenip bir şeyler yapmaya çalışacağım bakalım fiyasko olmazsa :p en kısa zamanda fotoları paylaşırım.Sevgiyle kalın...

12 Haz 2009

HANZALA (okumadan geçmeyin)

Utanarak söylüyorum ki Hanzalayı yeni keşfettim.Ama dünyada çok insan gibi çok sevdim.Hanzala kim mi o kendini şöyle tanımlıyor;

"Ben Hanzala. Babamın adı: Önemli değil. Annemin adı: Nakba (Filistinliler işgalin ardından Filistin topraklarında İsrail Devleti'nin ilan edildiği 15 Mayıs 1948'i Nakba yani büyük felaket günü olarak tanımlar. S.T.) Kız kardeşimin adı. Fatıma. Ayakkabı numaram: Bilinmiyor. Çünkü ben hep yalın ayakla dolaşırım."
Evet sanırım bu tanım hemen size bir şeyleri anımsatmıştır.Günlerce izledik televizyonlarda daha çok yakın bir tarihte israilin filistin için yaptığı zulümleri.Allah oradaki insanların yardımcısı olsun.Kendi toprağında acı çekmek zulüm yaşamak ne zordur kimbilir.Bizler değil belki inşallah bizim çocuklarımız böyle zulümler görmezler.

Hanzalan'ın yaratıcısı olan Naci El Ali Filistin halknın haykırışlarını kalemiyle konuşturan ve dünyaya yansıtan en önemli isimlerden biridir.Hanzalaanın yüzünü hiç göremeyiz çizimlerde hanzala üstü başı yamalıklı kıyafetleri olan daha 10 yaşında bir çocuk insanlara küsmüş.Hanzala hiç büyümez çünkü El Ali vatanından ailesi ile koparıldığında da 10 yaşındadır.Naci ali İngiltere'de yaşarken anlattığı acı verici katliam ve duygulu çizgilerden rahatsız olan İsrailli siyonistlerin ünlü istihparat birimi MOSSAD tarafından kendsini çalıştığı gazete binasına yürürken cadde ortasında kurşunlamıştır.Kendisi uzun bir tedavi süreci geçirmiştir.Fakat kurtarılamamıştır.Ama siyonistler Naci Ali'yi hiç etmişler çığlıkları susturamamışlar,çünkü Hanzala Filistin ve onların yanında olanlar için yaygın bir sembol haline gelmiş.Anahtarlıklardan tutunda neler neler yapılmış hanzala için.Ülkemizde de bu yıl İz Yayıncılık tarafından orjinaline uygun kitabı basılmıştır.Umarım filistinde akan bu kana bir baba yiğit çıkar ve dur der.Bu söylediğime ben bile inanmıyorum.Gerçekten...Çokmu duygusallaşıyor insan nedir çocuğu filan olunca,yaş biraz ilerleyince,anne olunca,yani kendiniz için deil başkaları içinde kalbiniz atmaya başlayınca acı ve üzüntülü durumlara savaşlara tepkisiz kalınmıyor.Sizinle Naci Ali'nin bir yazısını paylaşmak istiyorum okurken tüylerim ürperdi yalnızdım ve doya doya ağladım Gök yüzü açılmadı belki ama, içim açıldı doyasıya ;




ALINTIDIR

Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre’nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordum ki!.. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin “duman ya da sis” dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere “ben büyümeyeceğim ki” diyorum.Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullah’ın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor… gizli gizli ağlıyor… içten içe ağlıyor… arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip “Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum” diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler… şu Filistin’den daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, “o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam” diyordu.Bizim burda gökyüzü, ben kendimi bildim bileli, simsiyah ve yanık yanık kokuyor. Ne vakit “anne neden böyle desem” sis, duman, iklim kötü” diyordu. Ha son dönemde sıkça “boom boom” diye sesler duyuyordum, o sesler ne zaman ortaya çıksa annem telaşla “Hanzalam Hanzalam” diye sürünerek yanıma gelir, kulaklarımı kapar, üzerime kapanır, adeta üstüme etten duvar örerdi. Ben “anne ne oluyor?” desem, “gökgürültüsü oğlum şimdi geçer” diyordu. Bu masala ilk zamanlar çok inanmıştım… ama artık gerçekleri biliyorum. Mahmut israil sınırına gitmiş geçen ay dedesiyle; israil semaları masmaviymiş, hiç gökgürültüsü de yokmuşAnne “ben oynamaya gidiyorum” dediğimde, “sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın” diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullah’ın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp “şeytan taşlama”ya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!..Mahalle maçları yapardık eskiden, şimdi mahalle mi kaldı ki mahalle maçı yapalım .Şu diğer adı enkaz olan Filistin’de kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala…Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:Annecim hakkını helal et… yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim… sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim… hemen geçer diye geciktim ama geçmedi… geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize… beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi… hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne… hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma “gel, gel” diyorlar… koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım… sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.Anneciğim benim vaktim azaldı… sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde “U.N.” yazan hiç bir paketten bişey yeme…Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah’ı, Kur’an’a yeni geçen İbrahim’e verir misin? Ayakkabılarım Halil’inkinden sağlam… onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar… o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil’e ver olur mu? Beyaz kedim bulut’u benim yerime “gökgürültüleri”nden sakla olur mu? Ona etten duvar ör…ha kulaklarını tıkamayı da unutmaAbdullah abimin sapanını yastığımın altına bırakıyorum… ola ki israil askerleri eve kadar gelir, onlara atarsın… taş ta var ocağın orda, kendi ellerimle sectim… onları kullan; iyi kavis alır onlar. Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın… hemde dört farklı şekilde ağlarsın… benim “ağlama anam” dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın… ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya…Gülümsememek elde değil; benim neyim var ki vasiyet yazdım… aaa unutmadan; çamurdan uçağımı yeni doğan amcaoğlum “Umut”a verirsin… onun masmavi gözleri gökyüzüne daha çok benziyor.Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.Arasıra “yaramazım” diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?Çocuklar günahsız olurmuş ama,acılar beni çok büyüttü.İçim dağ gibi anne,içim dağ gibi anne,Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim…

9 Haz 2009

GÖZLERİME İNANAMADIM

Başlık olarak ne yazacağımı bilemedim siz koyun bu yazının başlığnı olurmu.Neden diyecek olursanız inanmak zor ama dünyanın özellikle afrika ülkelerinin bir çoğunda Kadın Sünneti diye bir şey olduğunu bu ün bir haberde okudum.Tüylerim ürperdi.Şu kız çocuğunun çektiği acıya bir kaç saniye bakmak yettide arttı bile bana.Gözlerim doldu ve bunu yapan zihniyetlere öyle sinirlendimki anlatamam.Bu ülkelerde kızara bunun yapılmasının tek geçerli sebebi ilerleyen yaşlarda cinsel isteklerinin daha az omasını sağlamakmış.İnanın böle bir saçmalıktan ileri gitmiyor.Dini bir inanç deil sadece gelenek olarak yani namus koruma.Dünyada UNİCEF bu işle ilgilenen bir kurummuş.BM yaptığı araştırmalarda dünayada bu nedenle birçok ölüm olduğu fakat tam sayı bilinmemekteymiş.Kadın sünneti Afrika kıtasının orta şeridinde yer alan 30 Afrika ülkesinde uygulanırken, bu bölgedeki kadınların yaklaşık yüzde 73'ü, diğer Afrika ülkelerindeki bazı etnik grup ve kabilelere mensup kadınlarının ise yaklaşık yüzde 20'sinin sünnetli olduğu belirtiliyor. Bu süünetin 3 şekli varmış en kötüsü firavun süünneti olarak adlandırılıyormuş.Yani ne desem ki bu devir de,bu çağda,20.yy da hala bu tür acı ve eziyet çeken kadınlar demiyeceğim insanların olması gerçekten içimi acıttı.Bir kez daha ülkemde olmaktan müslüman olmaktan yana şükrettim.Çocuklarımız ne kadar şanslı aslında.Allahım tüm çocukları korusun henüz ergenliğe ulaşmamış bu tür vahşetlere maruz kalanları da tabi.Aileler gelenek olarak görülen bu şeyi baskıdan dolayı yapıyorlarmış.Allah akıl,fikir ve vicdan versin diyorum...Artık yorum sizin...

1 Haz 2009

EVLERDE MUCİZE



Evet sadece sjadece su yeterli geçekten...


Bu da arba cam bezi diye geçiyor ama çok fonksiyonlu diğerleri gibi


Bunlarda benim en çok sevdiklerim mikrofiber dokulu temizlik bezlerim evinizin her yeinde kolaylıkla kullanabilirsiniz.İlk kullanımda önce ve kirlendiği zaman tek yapmanız gereken ılık su ile bir beyaz sabun güzelce yıkanıp biraz bu ılık suda bekletirseniz beziniz sanki ilk günkü gibi oluyor.Bu bezlerin adı ROYAL CLEANİNG tavsiye üzerine bir kere denedim ve şimdi bende satıyorum.Mopları bile var duvarlarınızı bile badan boya yapmaya vaktiniz yoksa bu moparla silebiliyorsunuz.Yani süper bişey.Benim gibi yaramaz bir kızınız varsa ve temizlik yaparken kovayla su taşıma eziyeti çektiriyorsa şiddetle tavsiye ederim.Makyaj silmek için bile var daha fazla bilgi edinmek isteyenler için Türkiyedeki resmi sitesi burada...